28 Aralık 2012 Cuma

Elveda 2012 - Merhaba 2013

Gidenleri özlemedik ama gelenleri hep umutla bekledik. 2013 umutlarınızın gerçekleştiği bir yıl olsun.

Sosyal medyada hep bu dileğimi paylaştım.

Astrologların dediğine göre bu sene yengeçlerin yılı olacakmış! Hadi bakalım itirazımız yok, olsun. Ama bir insanı önce umutlandırıp sonra onların gerçekleşmediğini görmesine izin vermek hiçte adil değil.

İyi kötü 2012 yılı geçti; çok beklentim yoktu ama biraz daha iyi olsa şikayet etmezdim.

Eskiden her yeni sene için benim senem olacak derdim ama olmazdı. Artık demiyorum. Ama ben demiyorum diye olmaması içinde bir sebep yok.

Herkesin yeni yılda tüm umutlarının gerçekleşmesi dileğiyle, iyi seneler...

11 Kasım 2012 Pazar

Metrobüs: Hizmet değil eziyet!

Metrobüs açıldığından beri hep ne iyi oldu diyenleri duyuyorum. Bende aynı şeyi söylüyorum; ne iyi oldu?

Hangi birini sayayım:
  • Alternatif ulaşım araçlarının kaldırılarak metrobüse mecbur bırakıldığımızı mı? 
  • Ücretinin diğerim ulaşım araçlarına göre çok daha pahalı olması ve aktarma indiriminden faydalanma imkanı olmaması mı?
  • Dakika başı sefer olsa da kapasite yetersizliği nedeniyle daha ilk durakta otobüslerin balık istifi olması mı?
  •  Ana hattın Avcılar'a kadar olması ve Beylikdüzü'ne gitmak için aktarma yapmaya mecbur bırakılmamızı mı?
  •  

    Bir Nefes İstanbul

     Son okuduğum kitap, Aret Vartanyan'ın 'Bir Nefes İstanbul' isimli kitabı. Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim; bir kitaba başladım mı hemen bitirmek isterim. Bu kitabı da üç okumada bitirdim.

    Bu kitap İstanbul'un güzelliklerinden çok bahsetmeden ona aşık olunabileceğinden bahsederken; İstanbulun'un içinde yaşanan hayatlardan bir kaç kesit sunuyor. Ana hikayenin etrafına serpilmiş bir kaç konuda kitap içinde incelenmiş.

    Ben kitabı beğendim. İstanbul'un eski ve bugünkü hayatlarının karşılaştırılması burada doğmuş ve bu olayların bir çoğunu kendi yaşamış biri tarafından yazılmış olması yüzünden doğru olmuş diyebilirim.

    Sonuçta bu kitabı tavsiye ediyorum. İyi okumalar...

    6 Kasım 2012 Salı

    Hiçbir şey beklediğimiz gibi olmuyor...

    İş hayatımla özel hayatımı ayrı tutmaya, birbirine karıştırmamaya özen gösterdim. Sanırım bunda da başarılı olabiliyorum.

    İş hayatımda hep planlıyım, yapacağım işleri tekrar gözden geçiririm; B planlarım hep vardır. Her türlü sonuca göre ne yapacağımı önceden kestirmeye çalışırım. İyi bir satranç oyuncusu gibi (ki aslında değilim) bir kaç hamle sonraki stratejimi düşünürüm. Çünkü işin içinde duygular olmaz, tamamen mantık vardır. (Ya da Cem Yılmaz'ın duygusallığı)

    9 Ekim 2012 Salı

    Yanlış şeylerle övünüyoruz

    Geçen sene çağlayandaki İstanbul Adalet Sarayı Avrupa'nın en büyük adalet sarayı olarak hizmete girmişti, tüm gazetelerde manşet olmuştu. Şimdi ise 2013 yılında hizmete girecek İstanbul Anadolu Adalet Sarayı ile övünmeye başladık. Dünyanın en büyüğü diye.

    Pes doğrusu... Bir ülke niye bu kadar büyük adalet saraylarına ihtiyaç duyar? Çünkü insanların, kurumların, devletin birbirleriyle çok sayıda davası var ve bu davalar çok uzun süre devam edebiliyor. Peki biz bununla niye övünelim ki?

    18 yaşındakilere seçme hakkı!

    Son sözümü başta söyleyeyim; ben 18 yaşındaki insanlara seçilme hakkı verilmesini doğru bulmuyorum. Hatta daha ileri giderek 18 yaşındakilere seçme hakkı verilmesi zamanında deokrasi adına doğru ve güzel bir adım olarak düşünmüştük amabunun içinde erken olduğunu düşünüyorum.

    Hem kendi 18 yaşımı hem de tanıdığım onlarca genci düşününce 18 yaşın erken olduğunu söyleyebiliyorum. Sizde etrafınızdaki gençlere bir bakın. Kafası karışık, ne istediğinden emin olamayan, kendisi için bile sağlıklı kararlar alamayan ve bir çok yanlışı yapan bu gençlerimiz değil mi?

    23 Ağustos 2012 Perşembe

    Hükümet fırsatçılığını yine gösterdi!

    Bayramdı, şehit haberleriydi derken 22 günde 3 kez benzine zam yaptılar. Fırsat bu fırsat milletin aklı başka yerdeyken zamları peş peşe yapıyorlar

    Ntvmsnbc'nin haberi

    11 Temmuz 2012 Çarşamba

    Greenpeace'den mektup var.


    Greenpeace
    Merhaba Erkan,

    Türkiye tarihinde hiçbir konuda böylesi bir ortak kamuoyu görüşü çıkmadı: Türkiye GDO’ya yemezler dedi!

    Türkiye’de bugüne kadar sağlığımızı tehdit eden GDO'lara karşı halkın nabzını tutan geniş çaplı bir araştırma yok denecek kadar azdı. Biz de GDO konusunda bugüne kadar ülkemizde yapılmış en kapsamlı araştırmayı yaptık. Sonuç:

    - Halkımızın %82 gibi çok büyük bir çoğunluğu, GDO’nun ne olduğunu iyi biliyor.
    - Halkımızın %83'ü, bir üründe GDO olduğunu bilirsem yemem diyor.

    9 Temmuz 2012 Pazartesi

    Önce sağlık! Gerisi zaten kendiliğinden gelir... :)

    Son on yıldır sınırın biraz üstünde seyreden kolestrolüm bu sene dikkat etmeyince oldukça yükselmiş. Üst sınırı 200 olan kolestrol sevyesi 278, 130 olan LDL ise 198 olmuş. Doktor isteği ile diyete ve sabah yürüyüşlerine başladım. Aslında bana yürü deyince ben "sabahları yüzüyorum" dedim. O ise bana yine "yürü" dedi. Dediğim dedik biri çıktı, doktorum.

    Bu sabah ilk yürüyüşümü yaptım. Allah'tan arkadaş sıkıntısı çekmedim. İlk gün için 1 saat yürüyüş fazla bile sayılır.

    Bu arada çok daha büyük değişiklikler de olabilir hayatımda.

    Yeni denizlere açıldım mesela...

    İş hayatında önemli ve radikal kararlar eşiğindeyim.

    Ama dikkatimi çeken ise bütün bunların olumlu olarak gerçekleşeceği inancım. Özgüvenimin bu kadar yüksek olduğunu uzun zamandır hatırlamayorum.

    Hadi hayırlısı...

    26 Haziran 2012 Salı

    Kuzey Kutbu'nu ve kutup ayısının yuvasını koruyalım

    Sevgili arkadaşım,

    Kuzey Kutbu'nu ve kutup ayısının yuvasını kurtarmak için www.savethearctic.org adresine girip kampanyaya imza attım.

    Şimdi senin de bana katılmanı istiyorum.

    Şu anda Kuzey Kutbu'nun üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Bu yazıyı okuduğun sırada, petrol şirketleri ve siyasetçiler, Kuzey buzulunu talan etmek, ulusal topraklarını genişletmek ve petrol aramak için harekete geçiyorlar.

    Şimdi hemen Kuzey Kutbu'nu korumaya başla ve kutup ayılarını kurtar!

    Kuzey Buz Denizi, iklim değişikliğinden dolayı erirken petrol reservleri de ortaya çıkmaya başlıyor. Bu yıl, ilk olarak, büyük petrol şirketlerinden Shell, Kuzey Kutbu'na doğru “petrole hücum”u başlatıyor. Hepsi de, insanoğlunun sonsuz petrol açlığını beslemek için...

    Buradaki ironi, mide bulandırıcı.

    İklim değişikliğinin ve Kuzey Buz Denizi'nin erimesinin baş sorumlusu olan şirketler, aynı zamanda bu durumdan kâr elde etmeye hazırlanıyorlar. Üstelik değerli bir yaşam alanını yok edeceklerini ve buradaki vahşi yaşamı tehlikeye atacaklarını bile bile... Bu bir kısır döngü.

    Sorun sadece petrol şirketleri de değil. Endüstriyel balıkçılık filoları da eriyen sulara doğru yola çıktılar. Binlerce yıldır bu bölgede sürdürülebilir şekilde balıkçılık yapan yerel topluluklar da tehlike içinde.

    Ama sen tüm bunlara dur diyebilirsin.

    Kuzey Kutbu'nda “kurtarılmış bölge” oluşturulması, Kuzey Buz Denizi'nde petrol aramalarının ve endüstriyel balıkçılığın yasaklanması için kampanyamıza katıl. Hemen şimdi sen de imzala.

    Birlikte, kutup ayısının yuvası olan Kuzey Kutbu'nu koruyabiliriz.

    Sevgiler
    Erkan Ciner

    23 Haziran 2012 Cumartesi

    Bir tane de benden

    En güzel güne hasret,
    En kısa güne lanet,
    En kötü güne bin pişman,
    En güzel güne
    Mutluluk dolu bir tebessüm...
    21/4/1987

    ABBAS

    Haydi abbas, vakit tamam;
    Akşam diyordun işte oldu akşam.
    Kur bakalım çilingir soframızı;
    Dinsin artık bu kalp ağrısı.
    Şu ağacın gölgesinde olsun;
    Tam kenarında havuzun..
    Aya haber sal çıksın bu gece;
    Görünsün şöyle gönlümce.
    Bas kırbacı sihirli seccadeye,
    Göster hükmettiğini mesafeye
    Ve zamana.
    Katıp tozu dumana,
    Var git,
    Böyle ferman etti Cahit,
    Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan;
    Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.

    CAHİT SITKI TARANCI


    21 Haziran 2012 Perşembe

    Fener-Balat'a da iptal :)

    Bir kum tanesi kadar da olsa imza atarak, mail göndererek, paylaşarak katkıda bulunmaya çalıştığım çabalardan biri daha sonuç verdi.




    Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “İktidarımıza mâl olma pahasına vazgeçmeyeceğiz” dediği kentsel dönüşüme yargıdan bir iptal daha geldi.



     Sulukule’de İstanbul 4’üncü İdare Mahkemesi’nin avan projenin iptaline ilişkin kararının ardından Fatih Belediyesi’nin hayata geçirdiği Fener-Balat-Ayvansaray projesi iptal edildi.

    Hürriyet gazetesinden Fatma Aksu'nun haberi

    17 Haziran 2012 Pazar

    Windows 8 değerlendirmesi - II

    Windows 8'in açılışı hızlı gözüküyor; aslında açılış ekranı şifre girme işlemleri esnasında o arka planda yüklenmesi gereken dosyaları yüklüyor. Bu biraz hızlanma daha çok zamanı verimli kullanma.

    15 Haziran 2012 Cuma

    Tay Sürücü Kursları Pikniği

    Bu öğleden sonra Tay Sürücü Kurslarında çalışanlarının katıldığı bir piknikteydim. Yer Çatalca'nın Kabakça köyü. İki eğitim pistinden biri Kabakça köyünde. Bizde pistte bulunan eğitim binasının bahçesinde pikniğimizi yaptık.

    Öncelikle düşündüğümüzden çok daha güzel geçti diyebilirim. Yiyecek açısından iyiydi ama voleybol, yakan top v.s. spor aktiviteleri daha iyiydi. Bu ikisinin dışında kalanlar ya okey oynadı, ya tavla ya da sadece seyirci oldular. Unutmuştum; bağlama ve eşliğinde halk oyunları ile eşlik edenlerde oldu.
    Resimler yazının devamında

    11 Haziran 2012 Pazartesi

    3'Ü 1 ARADA

    Teşekkürler Beşiktaş. Bu sene basketbolda her kulvarda şampiyonluğa ulaşan Beşiktaşım, destan yazdın. Başta Ergin Ataman'a ve sonra tüm oyuncularımıza teşekkür ediyor ve yürekten kutluyorum.



    Kulübün resmi internet sayfasını da görmenizi isterim

    Başarı tecrübe gerektirir...

    25 senesini verdiği bulmacadan büyük bir rekor çıkarmış, tebrikler. Ama ben şunun altını çizmek istiyorum; bir işe kalkışanlar daha birkaç sene içinde o işte uzman olmak ve o işten çok para kazanmak isterler. Başarı tesadüf değildir, uzun yıllara dayanan bir birikim gerektirir. Kazanmak için çok çalışmalı ve sabretmeyi öğrenmelisiniz...
    İhsan Varol'un sunduğu yarışmanın rekoru 
     
     

    10 Haziran 2012 Pazar

    Bu akşam dostlarla Safa'daydık.

    Bayram, cenaze (Allah gecinden versin) akrabalarla pek sık görüşemiyoruz. Gerçi kendi adıma bir sıkıntım yok. Kimi görmek istiyorsam çat kapı ondayım; kimi özlediysem "kardeş bir sesini duyayım dedim" derim hep. Ama serde organizatörlük var bir kere. Dedim bizimkileri toplayayım yine. Özer'in bildiği yermiş Yedikule Safa Restaruant, gittik. Sohbet ettik, zaman yine çabuk geçti. Ben hep böyle zamanlarda fotorafımızın olmadığı tespiti sebebiyle cep telefonundan garsonumuz Hasan'dan rica ettim; bu fotoğrafları çekti.

    8 Haziran 2012 Cuma

    Windows 8

    İki gündür Windows 8 32 bit Türkçe önizleme sürümünü deniyorum.  İlk izlenimlerim şunlar:
    • Kişiye göre değişir ama metro arayüzüne alışıyorsunuz ama severmisiniz bilmem. Bence tablet için iyi masaüstü ve notebooklar için anlamsız. Dokunmatik şart.
    • Windows 7 üstüne geliştirdiklerini söylemişler. Exactly! (Aynen öyle ifadesini bir sebepten dolayı kullanmayı sevmiyorum)
    • Windows 7 ye göre bir parça hızlı gibi geldi, bir sürü iyileştirme yapıldığı belli.
    • İşim gereği web sayfa tasarımı açısından önemli bir sorun: Şu anda Firefox, Chrome ve IE9 da sorunsuz çalışan web sayfası IE 10 da sorunlu! :(  Durun bir dakika. Localde çalışmayan sayfa web üzerinden düzgün çalışıyor ama firefox 13 sorunsuz açıyor.
    Yeni tespitlerimi daha sonra ilave ederim.

    5 Haziran 2012 Salı

    Üyesi olduğum WWF-Türkiye tarafından gönderilen mektup




    Merhaba Erkan Nihad CİNER,

    Bugün 5 Haziran Dünya Çevre Günü ama WWF-Türkiye olarak bugünü kutlamıyoruz.

    Neden?
    Bugün TBMM Çevre Komisyonu’nda görüşülen “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı” ülkemizin doğal alanlarını geri döndürülemez bir yıkıma sürekleyecek düzenlemeler içeriyor. Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı'nın ilk 14 maddesi 31 Mayıs 2012 tarihinde sessiz sedasız görüşülerek onaylandı. Bugün, geriye kalan hükümler karara bağlanacak ve muhtemelen tasarı yasama dönemi kapanmadan Genel Kurul’da oylanarak yasalaşacak. Bugün yapılacak görüşmeler, ülkemizin doğal alanlarının geleceğini belirleyecek.

    1 Haziran 2012 Cuma

    Baz istasyonları şehir dışına çıkartılacakmış...

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, baz istasyonlarının ''uzun zaman diliminde insan sağlığına zarar vereceği, insanların psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yarattığı, bu nedenle şehir dışına çıkarılması'' gerektiğine ilişkin yerel mahkeme kararını oy çokluğuyla onadı.

    Her şeyimiz garabet! Mahkemeler aslında neyin ne olduğunu çok iyi bilmelerine rağmen resmen görmemezlikten geliyorlar. Efendim biz kanunu uyguluyoruz diyeceklerdir şimdi. Uygulanması mümkün olmayan bir şeyi nasıl doğru kabul edersiniz bunu da benim aklım almıyor. Şehir dışına çıkan baz istasyonu ile nasıl konuşulacak. Bazı akıllılar cep telefonu olmasın ne olur, sabit telefonlar var diyor. Oldu kablosunu uzun yaparız gittiğimiz her yere onu yanımızda taşırız...

     Habertürk'ün haberi

    iPaid

    Yorumsuz... :)

    Muhabbet-i Tiyatro - Guguk Kuşu

    Dün akşam Kıraç EML öğrencilerinden oluşan Muhabbet-i Tiyatro grubu, yönetmenliğini Emin Dinç'in yaptığı Guguk Kuşu oyunu ile bu sezon son kez seyirciyle buluştu. Seyircilerden biri de bendim.

    Aynı akşam hem bu tiyatro gösterisi vardı hem de Ortaköyde Sigortacılık Haftası kapsamında düzenlenen caz konseri. İyi ki tiyatroyu tercih etmişim.

    30 Mayıs 2012 Çarşamba

    Daha yeni yapılan üst geçidin anlamsız tasarımı

    Ek: Benden başka birileri de farketmiş olacak ki, şimdi yürüyen merdiven koyacaklar. Normal merdiven istedik onlar yürüyen merdiven koyuyorlar, hem de açık havada. Bakalım nasıl olacak.
    03 Temmuz 2012

    Dün (29.05.2012) Şirinevler-Ataköy köprüsünün yetersizliğinden bahsetmiştim.

    Daha yeni yapılan ve metrobüs hattı için konulan eski adıyla Tatilya yeni adıyla Real durağındaki üst geçitten bahsetmek istiyorum. Üst geçitin genişliği yeterli ölçüde, tabi seyyar satıcılar işgal etmezse.

    Ama esas dikkat çekmek istediğim konu başka. Üstgeçidin Beylikdüzü tarafındaki ve Esenyurt tarafındaki merdivenler yeterli genişlikte ancak ortada metrobüs durağına bağlanan merdivenler diğer merdivenlerin yarısı kadar. Yani her iki taraftan gelen insanların ortada birleşip kullanacakları merdiven daha da dar. Dolayısıyla bırakın sabah akşam saatlerini, günün her saatinde o merdivenlerden inip çıkmak eziyet olacak.

    Daha fazla söze gerek yok, resimler her şeyi anlatıyor.

    29 Mayıs 2012 Salı

    Artık PHP ile beraberim, senden ayrılıyorum ASP.

    Bir çok kişi için anlamı olmayan bir başlık ama yazılımla özellikle de web tasarım ile ilgilenenler anlayacaklardır.
    Bugüne kadar hazırladığım tüm web sayfalarını, internet - intranet uygulamalarımı hep Microfot'un ASP ya da ASP.NET platformu ile hazırladım.

    İlişkimiz uzun zamandır iyi gitmiyordu. Karşılıklı olarak memnuniyetsizliklerimiz vardı. Çok şey veriyor ama karşılığını alamıyordum.

    Derken beklediklerimi alabileceğim yeni bir platform ile tanıştım. PHP.

    Bu yaştan sonra yeni bir platform ile tanışmak ve onunla yazılım hazırlamak zor olmayacak mıydı?

    Hiç de zor olmadı. Bir kaçgünde ASP ile hazırladıklarımdan çok daha kapsamlı ve esnek ve kontrol edilebilir bir program yazmayı başardım.

    Yeni aşkların ilk günleri çok heyecanlıdır. Ben de o heyecanı yaşıyorum.

    Artık yeni bir ilişkim var ve adı  da PHP.



    Not: PHP nin açılımı Personal Home Page (Kişisel Ana Sayfam)
    Rasmus Lerdorf kişisel web sayfası için oluşturduğu basit dilin bu kadar yaygınlaşacağını o gün düşünmemişti her halde.

    Şirinevler-Ataköy geçidi yıkılıp yeniden yapılacak


    Birkaç ay önce paylaşmıştım, bu üst geçidi bazen bende kullanıyorum ve oradan geçmek gerçekten zor. Gündüzleri insan kalabalığı, geceleri ise seyyar satıcılardan yürümeye imkan yok. O kadar çok indan şikayetçi oldu ki, belediye yerine yenisini yapacak.

    Bu arada Avcılar - Baylikdüzü metrobüs hattında da daha açılmadan benzer  bir sıkıntı yaşanacak. Eski adıyla Tatilya  yeni adıyla Real olan duraktaki metrobüs istasyonunun merdivenleride o kadar dar ki günün en rahat saatinde bile iniş çıkışlar zor olacak. Hele sabah ve akşam saatleri Şirinevlerdeki bu üst geçidi aratmayacak. Anlamaduğım insanlar biraz olsun hangi durakta ne kadar yolcu inip-biniyor bir araştırıp ona göre istasyonları ve merdivenlerini inşa etseler olmaz mı?


    28 Mayıs 2012 Pazartesi

    2011-2012 sezonunun en başarılı takımı Beşiktaş Basketbol Takımı...


    Doğru adamları doğru görevlere getirdin mi, transferde akıllı adımlar attın mı, sporculara paralarını zamanında ödedin mi demek ki oluyormuş. Beşiktaş Milangaz basketbolda bunu kanıtladı.

    Beşiktaş, tarihinde ilk kez Euro Challenge Kupası’nı, Türkiye Kupası’nı aldı, 37 yıl sonra lig şampiyonluğunun kapısına dayandı. (Belki şampiyon olamayabilir ama bugünün şartlarında bu başarı, tarifi kolay olmayan bir başarıdır ve ayakta alkışlanmayı kesinlikle hak ediyor) Bu takım bunların hepsini bir sezonda başardı. Ergin Ataman’ın çılgın takımı çılgın seyirci ile bütünleşti, basketbol salonlarında eşi benzeri görülmemiş bir atmosfer yaratıldı. Sezon başında Akatlar’da boş tribünlere oynanırken seyirci şimdi Sinan Erdem’e sığmıyor. Ataköy Beşiktaş’a yaradı. Üstelik bu takım uçuk rakamlara kurulmadı. Toplam maliyet 5 milyon Euro. Bunun yanında Efes Pilsen 25-30 milyon harcadı. Fenerbahçe 20-25 milyon, Galatasaray 12 milyon Euro.



    Haberin devamı : HTSpor Meriç Müldür'ün yazısı

    25 Mayıs 2012 Cuma

    Beyoğlu masasına kavuşuyor

    Radikal'de okuduğum haber dikkatimi çekti. Geçen sene Beyoğlu Belediyesinin bir günde sokaklara konulan tüm masaları toplayıp götürmesi ve bir daha konulmasına da yasak getirmesinin ardından işletmeciler bu hakkı geri kazanacaklar gibi görünüyorlar. Ayrıntısı haberde yazıyor ama belirtmek istediğim şu biz istedikmi yaparız zihniyetiyle başlayan bir hareketti bu. Amaç birilerini cezalandırmaktı. Ama yapılanın maksadı aştığını özellikle de ekonomik olarak bölgeyi etkilediği görülünce ufak tefek şartlar ileri sürülüp geri adım atıldı.

    Hem mücadele eden işletme sahiplerinin, hem de açık hava da oturmak isteyen insanların hak ettiği bir özgürlük bu.

    Yunan eski başbakanı Yorgo Papandreu, Cihangir'deki Susuam Cafe'ye gittiğinde dışarı oturmak istemiş ama yasak yüzünden oturamamıştı.  Hürriyet Gazetesi

    Kapalıçarşı restore edilecek!

    550 yıllık tarihi yapı 25 bin insanın çalıştığı, günde 300 kişinin ziyaret ettiği ama turistlerin öncelikle ziyaret etmek istedikleri muhteşem bir atmosfer.

    Bugüne kadar kimsenin aklına mı gelmedi; yoksa para yok diye yanaşmadılar veya en kötüsü cesaret mi edemediler, bilmiyorum.

    Bugün buna kalkışanları tebrik etmek lazım ama geçmişte kalkıştıkları işlere bakınca da acaba demekten de kendimi alamıyorum.

    İnşallah özünü kaybetmeden ve günümüze yaraşır bir restorasyon olur. Başka şeyler karıştırılmadan...

    Video: NTV'nin haberi

    21 Mayıs 2012 Pazartesi

    Devlet Deli Dumrul gibi...

    Askerden döndüğümde yanında çalıştığım işverenimin bir kaç tane kiracısı vardı. O zamanlar enflasyon biraz daha yüksek olduğu için her sene kiralara belli oranda  ki genelde enflasyona göre fiyat ayarlaması yapılırdı. Ancak dikkatimi çeken bir kiracı olmuştu. Diğerlerine göre dükkanı daha küçük olan bir kiracıya enflasyon artışının  çok üzerinde bir zam yapmıştı, işverenim. Nedenini sorduğumda aldığım cevap hayli şaşırtıcıydı. Çünkü o çok para kazanıyor! Yani dükkanın özelliğine göre değil kiracının gelirine göre zam. Sonuç kiracı kabul etmedi ve taşındı, o dükkan çok uzun süre boş kaldı. Hatta daha sonra yandaki dükkan ile birleştirildi.

    Neyse lafı uzattım. Devlette nerde bir hareket var hemen onların tepesine biniyor. Hafif ticari araçların ÖTV sinin düşük olması normal ama sırf vatandaş özel araç olarak kullanıyor diye vergiyi arttırmak anlamsız. Hyundainin  "ki bugün için Türkiye'de en çok satılan binek araçları üretiyor" itirazını anlıyorum. Ama binek araçta ÖTV yüksek Hafif Ticarileride yükseltelim mantığına karşı çıkıyorum. Yapılması gereken binek araçlardaki "özellikle yerli üretimi desteklemek amacıyla" ÖTV oranını düşürmek; daha doğrusu makul bir hale getirmek. Satılan aracın bedelinin yarısı vergi ise burada adaletten söz edilemez.

    Kör tuttuğunu öpermiş; devlette öyle. Asıl vergi alması gereken kişilerden vergi alamayınca (dolaysız vergiler Kurumlar ve Gelir vergisi) yükleniyor dolaylı vergilere özellikle ÖTV. Açılımı Özel Tüketim Vergisi. Anlamı madem harcayacak paran var o zaman  harcadığının yarısını da bana ver....



    Haberin tamamını okumak için buraya tıklayabilirsiniz

    19 Mayıs 2012 Cumartesi

    Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi

    Ey Türk Gençliği!
    Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
    Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
    Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
     

    Mustafa Kemal Atatürk
    20 Ekim 1927


    19 Mayıs Atatürk'ü anma Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun.

    Bugün 19 Mayıs 2012. İlk defa bugün 19 Mayıs törenlerle kutlanmayacak; gereksiz görüldüğü için. (Sahte duygularla hazırlanmış törenleri saymıyorum) Aslında neden başka. Bugün aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk'ün doğum günü olarak kabul ediliyor.
    Doğum günü bilinmeyen Mustafa Kemal'e annesi seni baharda doğurdum demiş. Kndisi de soranlar doğum günü için 19 Mayıs derdi.
    İyi ki doğdun Mustafa Kemal, sen doğmasaydın halimiz nice olurdu kim bilir.


    Not: Ben devrimci kişiliğinden dolayı Mustafa Kemal ismini kullanmayı tercih ediyorum.

    Kurumlar vergisi rekortmenler sıralamasında ilk onda yedi banka var!

    Bankalar bu kadar çok vergi ödediklerine göre bir o kadar da kazanıyorlar. Ancak bu onların daha çok kazanma iştahlarını azaltmıyor. Nasıl olsa hükümetten de bir ses çıkmayınca, her türlü işlemden para almaya çalışıyorlar. Hani gerçekten paramı yastık altında saklayasım geliyor!
    Ntvnin haberi için buraya tıklayabilirsiniz

    15 Şubat 2012 Çarşamba

    Beyoğlu'nda her şey satılık!

    Beyoğlu'nda her şey satılık!

    Satış sadece Emek Sineması ile sınırlı değil. İstiklal Caddesi'nin Tünel tarafında bulunan Narmanlı Han da satılacaklar listesinde...
    EMEK Sineması'nın da içerisinde bulunduğu Cercle D'Orient binasının satışı ile gündeme gelen Beyoğlu'nda aslında tüm ilçe satılığa çıkarılmış durumda. Tokatlıyan Han, Danişment Geçidi, Alkazar Sineması, Elhamra... Tarlabaşı...
    Sanatçı ve soL yazarı Orhan Aydın, İstanbul'un tarihi ve kültürel zenginliği açısından en önemli ilçelerden biri olan Beyoğlu'nun tamamen satılığa çıkartılması ile ilgili dün önemli bir yazı kaleme aldı. Misbah Emlak ve... başlıklı yazısında Aydın, Beyoğlu'nda satılığa çıkartılan tarihi yapılar konusunda önemli bilgiler paylaştı.
    Aydın, satılığa çıkartılan yapıların fotoğraflarını da facebook hesabında paylaştı.
    Aydın'ın dünkü yazısını paylaştığı fotoğraflar ile birlikte tekrar yayınlıyoruz:
    Misbah Emlak ve…
    ”Beyoğlu’nda yabancı sermaye gruplarının olması gerekiyor. Buradan alacakları ilhamla geleceği tasarlayanlar bu gruplar olacaklardır.”
    Bu sözler Belediye Başkanı’na ait.
    Adam oturtulmuş koltuğa, tüm ilçeyi ‘babalar gibi’ satıyor.
    Nasıl olsa Beyoğlu’nun, taşı-toprağı altın.
    Para eden ne varsa elden çıkarmaya çalışıyor.
    Bizler buz dağının görülen yüzü (AKM, Emek) ilgilenirken, adam el altından tüm ilçeyi pazarlıyor.
    ‘Beyoğlu’nu Koruma Amaçlı İmar Planı’ adıyla yapılan ve yürürlüğe giren düzenleme sayesinde, tutana aşk olsun!
    Hanlar, apartmanlar, okullar, kiliseler, sinemalar, tiyatrolar her şey satılık!
    Vakıflar Müdürlüğü’nün malı olarak bilinen Mis Sokağı’nın köşesindeki Vakıf Gökçek İş Hanı, Çalık Grubuna verilmiş!
    Yıkıp yerine otel dikme isteği olan Çalık, binada işlerini sürdüren esnafa ‘31 Aralık son gün’ diyerek ‘tahliye’ bildirimleri yolladı. Açılan davalarla itiraz edildi ve ‘şimdilik’ işlem durduruldu. Ama kimselere sormadan bu en merkezi yerdeki bina, Çalık’a peşkeş çekilmiş oldu. Hukuk savaşını kimin kazanacağını tahmin etmeye gerek bile yok!
    İstiklal Caddesi’nin en merkezi yerindeki Refia Övüç K.T.Ö Olgunlaşma Enstitüsü ve yine Caddenin paralelindeki Taksim Ticaret Lisesi de satılıklar listesinde!
    Bu binaların ikisi de kamu malları ve hizmetlerine devam ediyorlar.
    Alkazar Sineması
    beyoglu_-_alkazar_sinemasi.jpg
    Alkazar yıllardır kapalı.
    Sahipleri artık yıldırılmış durumda. Kültür hayatımıza tiyatro ve sinema salonu olarak hizmet vermiş bu bina yok pahasına el değiştirmek üzere.
    ‘Alkazar Apart’ İstiklal Caddesi’ne pek yakışacak!
    Tokatlıyan Han
    beyoglu-tokatliyan_han.jpg
    Tokatlıyan Han için teklif üstüne teklif alınıyor. İçerde barınan esnaf, yoğun kira baskısı ve yaptırımlarla yıldırılıp, binanın boşaltılması için her tür madrabazlık yapılıyor.
    Bu bina bölgenin en önemli tarihsel ve kültürel dokusu olarak bilinen yapısıdır. Tokatlıyan’ın Pera Palas değerinde bir otele dönüştürülmesi kimlerin çıkarına olacaktır?
    Danişment Geçidi
    beyoglu-danisment.jpg
    Danişment Geçidinin açıldığı avlu, bu avluyu çevreleyen tüm yapılar projelendirildi. “Butik otelin çevrelediği küçük bir alış-veriş alanı” diye tanımlanan yerin tahliye edilmesi için bildirimlerin başlatılması yakındır.
    Elhamra
    beyoglu-elhamra.jpg
    Elhamra, bin yıllık bir güzelliktir.
    Yıllarca tiyatro ve sinema salonu olarak kullanılan bu büyülü mekân şimdilerde gece kulübü olarak çalışıyor.
    Mekânın göğe doğru uzanan bir ‘eğlence merkezi’ olması an meselesi.
    Narmanlı Han
    beyoglu-narmanli_han.jpg
    Tünel’de dillere destan bir başka bina Narmanlı Han, ‘antik otel’ yapmak için paketleniyor!
    Bir zamanlar Galata bankerlerine, Cumhuriyet sonrası yayıncılara, ressam ve edebiyatçılara ev sahipliği yapan bu kültürel kalıta değer biçmek bile olanaksız iken, şimdi haraç-mezat satılacak.
    Bu yapı, kültür ve sanat alanı olarak ilan edilip, içinde atölyelerinin, sergi salonlarının, kitapçıların, yayıncıların olduğu bir alan olarak düzenlenmesi ve kamu yararına kullanıma açılması gerekirken, ‘antik otel’ oluyor.
    Oysa ‘göçmüş kediler bahçesi’ gibi onlarca kediye ev sahipliği de yapan ve şimdilerde noter olarak işlev gören avludaki o şirin bina, olağanüstü bir oda tiyatrosu olabilirdi!
    2007 yılında yıkıma ve talana açtıkları Tarlabaşı’nda bu güne kadar onlarca ev yerle bir edildi. Mahalleden iş makinaları horultuları, yıkım sesleri ile toz-duman yükseliyor.
    İnsanlar gerektiğinde zorla ‘kapı dışarı’ ediliyorlar.
    Bölgedeki tüm vakıf malları, azınlıklara ait yapılar, üç kilise, yeşil alanlar, parklar, çeşmeler, güzelim Levanten yapılar şimdi Çalık Grubunun malı.
    Bir butik otel ve AVM çılgınlığıdır gidiyor.
    Durdurabilen beri gelsin!
    Başkan, “Beyoğlu turizmin atar damarı olacak” dedikçe satışlar hızlanıyor, pazarlıklar çoğalıyor.
    Bugün Beyoğlu’na gözünü dikmeyen sermaye grubu yok gibi.
    Tünel-Kuledibi ve çevresinde, Cihangir-Çukurcuma bölgesinde eli çantalı insanlar, koruma ordularıyla sokak sokak ‘mal alımı’ yapıyorlar.
    Aynı çete kılıklı yaratıkların geçtiğimiz aylarda Sütlüce ve Ok Meydanı çevresini talan ettikleri, tarihsel dokuya sahip onlarca binayı satın aldıkları biliniyor.
    Bu insanların Belediye ile mahalleler arasında mekik dokudukları gözleniyor!
    Bedrettin Mahallesi dönüşüm projesi, Perşembe Pazarı, Tophane ve Şişhane bölgesi yenileme projeleri, Galataport, Park Otel, Gümüşsuyu yenileme projeleri ise iştah kabartıyor.
    Anlayacağınız Belediye Başkanlığı Emlak Ofisi gibi çalışıyor!
    Masa-sandalye toplayarak sermaye gruplarına yer açan A. Misbah Demircan, elbette kendine verilen görevi yapıyor.
    Başbakan ne derse o!
    Taksim trafiğini yer altına almaya hazırlanan Büyükşehir Belediyesi de öyle.
    Mahkeme kararı nedeniyle yıkamadıkları AKM için yatıp-kalkıp bize küfür eden bu akıl, Gezi Parkı’na AVM yapma hazırlığında.
    Proje hazır.
    CHP Büyükşehir Meclis üyelerinin itirazlarına karşın, ‘Taksim Kışlasını İhya Projesi’, ‘Meydanı Yayalaştırma’ projesinin içine yedirilecek!
    Oradaki güzelim ıhlamur ağaçları kesilecek ve kışla görünümlü AVM Taksim’in göbeğine dikilecek.
    Meydan ölecek.
    1 Mayıs Meydanı olarak söke söke geri alınan Taksim Meydanı, tüm etkinliklere kapatılacak.
    Görüldüğü gibi 2. Cumhuriyet, talan politikalarını en gözde alanlarda, kültürel ve tarihsel dokuları tahrip ederek ve varımızı yoğumuzu hiç kimseye
    danışmadan, yargı kararlarına, koruma kurulları kararlarına, halkın gösterdiği dirençlere inat; uluslararası sermaye guruplarına güzelleyerek ‘babalar gibi’ satmaya devam ediyor.
    Sırada ormanlar, sahiller, köyler, ovalar ve dağlar var.
    Bakan açıkladı, “2B yasası son halini aldı, ilgili komisyonda görüşülüp karara bağlanacak.”
    Talan, içimizdeki düşman olarak büyüyüp hayatlarımızı kuşatmaya ve birarada yaşama kültürü üstüne tuz-biber ekmeye son hızıyla devam ediyor.
    Ya biz, ne yapıyoruz?

    Sizde katılın İstanbul Kent Hareketleri