İş hayatımla özel hayatımı ayrı tutmaya, birbirine karıştırmamaya özen gösterdim. Sanırım bunda da başarılı olabiliyorum.
İş hayatımda hep planlıyım, yapacağım işleri tekrar gözden geçiririm; B planlarım hep vardır. Her türlü sonuca göre ne yapacağımı önceden kestirmeye çalışırım. İyi bir satranç oyuncusu gibi (ki aslında değilim) bir kaç hamle sonraki stratejimi düşünürüm. Çünkü işin içinde duygular olmaz, tamamen mantık vardır. (Ya da Cem Yılmaz'ın duygusallığı)
Ancak iş özel yaşamamıma gelince orada pek başarılı olduğum söylenemez. Çünkü ben hep Mevlana'nın dediği gibiyim. Olduğum gibi göründüm, göründüğüm gibi oldum...
Ama özel ilişkilerde olduğunuzdan çok daha iyisini göstermeli, varsa olumsuz taraflarınızı gizlemelisiniz; mükemmel biri gibi görünmelisiniz. Bazen ağzınızla kuş tutmanız bile gerekebilir. Bazen iş hayatında da bunu uygulayanlar var. Bunu ustalıkla yapan birisi ile evlenmiş ve daha ilk ay içinde çok kez "Aaa ben bu huyunu bilmiyordum" demiştim.
Bu yaşıma geldim hala kadınları tam olarak anlayabilmiş değilim. Diyeceksiniz ki tarih boyunca kim anlamış ki? Haklısınız. Ama bu kadar da şanssız olur mu insan?
Tam olarak anlayamasam da biraz daha tecrübeliyim ve onların beklentilerini biraz daha anlar gibiyim ama hala çok kolay değil. Çok mu zor duygularını yalın bir şekilde dışa vuran, ne istediğini bilen ve tevazu gösterebilen biri olmak? Bence zor değil çünkü ben bunu hayatım boyunca hep yapıyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder