Askerden döndüğümde yanında çalıştığım işverenimin bir kaç tane kiracısı vardı. O zamanlar enflasyon biraz daha yüksek olduğu için her sene kiralara belli oranda ki genelde enflasyona göre fiyat ayarlaması yapılırdı. Ancak dikkatimi çeken bir kiracı olmuştu. Diğerlerine göre dükkanı daha küçük olan bir kiracıya enflasyon artışının çok üzerinde bir zam yapmıştı, işverenim. Nedenini sorduğumda aldığım cevap hayli şaşırtıcıydı. Çünkü o çok para kazanıyor! Yani dükkanın özelliğine göre değil kiracının gelirine göre zam. Sonuç kiracı kabul etmedi ve taşındı, o dükkan çok uzun süre boş kaldı. Hatta daha sonra yandaki dükkan ile birleştirildi.
Neyse lafı uzattım. Devlette nerde bir hareket var hemen onların tepesine biniyor. Hafif ticari araçların ÖTV sinin düşük olması normal ama sırf vatandaş özel araç olarak kullanıyor diye vergiyi arttırmak anlamsız. Hyundainin "ki bugün için Türkiye'de en çok satılan binek araçları üretiyor" itirazını anlıyorum. Ama binek araçta ÖTV yüksek Hafif Ticarileride yükseltelim mantığına karşı çıkıyorum. Yapılması gereken binek araçlardaki "özellikle yerli üretimi desteklemek amacıyla" ÖTV oranını düşürmek; daha doğrusu makul bir hale getirmek. Satılan aracın bedelinin yarısı vergi ise burada adaletten söz edilemez.
Kör tuttuğunu öpermiş; devlette öyle. Asıl vergi alması gereken kişilerden vergi alamayınca (dolaysız vergiler Kurumlar ve Gelir vergisi) yükleniyor dolaylı vergilere özellikle ÖTV. Açılımı Özel Tüketim Vergisi. Anlamı madem harcayacak paran var o zaman harcadığının yarısını da bana ver....
Haberin tamamını okumak için buraya tıklayabilirsiniz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder