16 Haziran 2013 Pazar

Bir bürokrasi öyküsü...


Bu anlatacaklarımın hepsini bizzat kendim yaşadım, kurgu değildir.

5510 sayılı Kanun’un 93. Maddesine göre, gelir, aylık ve ödenekler; kurum alacakları ile nafaka borçları dışında haczedilemez.

Ancak kanunun bu hükmüne rağmen Davutpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü babamın vergi dairesine borcu olduğundan dolayı e-haciz işlemi yapmış. Yani tüm bankaların merkezlerine elektronik bir talimatla şu kişinin tüm hesaplarına haciz işlemi yapıp hesaplara bloke koyun demiş. Tabi babamın maaşını aldığı şubede mecburan blokeyi koymuş.


8 Haziran 2013 te vergi dairesine gittiğimde sordukları ilk şey “borcu ödeyecek misiniz” oldu. Bende emekli maaşına haciz konulamıyordu, bu nasıl oluyor deyince, cevap daha da ilginç oldu. “Biz e-haciz işlemi yapıyoruz; hesaplarda ayırım yapmadan hepsine uygulanıyor. Siz bu hesabın emekli maaşının yatırıldığı hesap olduğunu ispat ederseniz, işlem kaldırılabilir.” Bu arada 3 aydır yapılan kesintilerinde geri ödenmesini isteyince, “geçmiş olsun, o paraları devlet iade etmez” dediler.

Bu arada bilgisayar sistemleri tüm İstanbul'da çalışmadığından daha sonra gelin dediler. Pazartesi öğleden sonra telefon açtığımda sistemler hala çalışmıyordu. Ancak salı günü vergi dairesine gidip SGK ya hitaben bir yazı aldım. Tabi o kadar kolay olmadı. Önce müdür yardımcısından onay, sonra kayıt ve icra servis şefine gittim. “Siz dışarıda bekleyin ben sizi çağıracağım” dedi. Yaklaşık 45 dakika sonra tekrar yanına gittiğimde beni görünce verdiğim dilekçeyi alıp bir memura verdi. Yani 45 dakika boyunca hiç bir şey yapmamıştı.

Yazıyı aldığımda geç olduğu için Şişli'deki SGK müdürlüğüne perşembe günü gittim. (İşim olduğu için çarşamba günü gidemedim) Evrak kayıtta bir hanım memur, “bu benim işim ama bugün burada nönetçiyim, bu yüzden cevabını ancak yarın verebilirim” dedi.

Ertesi gün yani Cuma öğleden sonra tekrar gittim. Memure hanım beni görür görmez tanıdı ve “sizin evrak müdür yardımcısında bekliyor” dedi. Sordum müdür yardımcısının nerede olduğu bilinmiyor. Yaklaşık bir saatlik beklemeden sonra memure hanımın gayretiyle müdür yardımcısından onay alındı ve bana yazıyı getirdi.

Oradan derhal vergi dairesi müdürlüğüne gittim. Bana yardımcı olan memur masalar üzerinde dağ gibi yığılmış evrak öbeklerinin arasında bizim evrağı aradı. Yaklaşık on dakika geçtikten sonra nihayet buldu. Bankaya blokenin kaldırılması hakkında yazıyı tamamladı ve bana uzatırken şöyle dedi. “Bu borcu ödemeye bakın yoksa seneye tekrar e-haciz uygulanabilir ve bu işlemleri tekrar yapmak zorunda kalabilirsiniz.”

Gözlerimi faltaşı gibi açmıştım. “Zaten yapılmaması gereken bir haciz işlemini daha yeni kaldırdık ve siz diyorsunuz ki biz yine haciz işlemi yapabiliriz, bu nasıl bir uygulama” dedim. Memur bana döndü ve “Devlet bu” dedi.

Mırıldandım, başbakanın devleti, başbakanın bürokrasisi, keyfe keder, hukuk dışı...

Yine karşıma çıkmıştı; yarın doğruca Taksim'e gitmeli diye düşündüm. Başka yolu yok...

Hiç yorum yok: