16 Haziran 2013 Pazar

Neden tiyatro deyince akla gülmece gelir?



Söze önce, Vikipedi'den aldığım tiyatro tanımıyla başlamak isterim.

Tiyatro, bir sahnede, seyirciler önünde oyuncuların sergilenmesi amacıyla hazırlanmış gösteridir. Farklı bir şekilde duyguların ve olayların hareket(jest)ve konuşmalarla anlatılmasıdır. Genel olarak temsil edilen eser anlamında da kullanılır.


Tiyatro, bir sahne sanatıdır. Tiyatro eseri, olayları oluş yoluyla gösterir. Bu yönüyle konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatı olarak da tanımlanabilir. Yaygın hümanist bir deyişle tiyatro; insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı olarak ifade edilir.
Tiyatro eserinin diğer türlerden en önemli farkı; diğer edebi eserler okumak ve dinlemek için yazılmışken, tiyatro oyununun sahnede seyirci önünde oynanmasıdır. Değer ölçülerini, izleyenin kanaat ve anlayışlarından alır. Göze görünür bir karaktere sahip olması, canlı olarak meydana geliş niteliğiyle toplum psikolojisine hitap eder. Temsil yeri ve eser, tiyatronun edebiyat öğesidir. Bu edebiyat öğesi yanında tiyatro kavramı içinde oyunculuk, sahne düzeni, ışıklandırma, dekor, kostüm, müzik gibi unsurların bütünlüğü söz konusudur.

Benim tiyatroyu daha çok sevmemdeki en önemli etken oyuncuların canlı performanslarıdır. Bir filmde yönetmen istediği duyguyu yansıtabilmek için tekrar tekrar çekim yapabilir; yapılacak bir hatada yine tekrar çekim yapılabilir. Oysa tiyatro hatalarıyla birlikte oyuncunun istenen duyguyu aktarabilmesini gerektirir ve bunu canlı olarak izlemekten daha güzel ne olabilir.

Konu dışı ama yine çok ünlü bir sanatçının çok bilinen bir parçasını kaydettiği cdden dinlemek yerine pek bilinmeyen bir sanatçı olsa da onun canlı performansını izlemek daha keyif vericidir.

Tiyatroya dönersek oyuncu tarafından seyirciye aktarılan duyguları canlı olarak izlerken, onun üzülmesini, sevinmesini, ağlamasını, gülmesini, kızmasını çıplak gözlerle izlemek de büyük keyif verir.

Yazının başlığına gelirsek; insanların aklına neden hep tiyatro deyince gülmece gelir?

  1. Yetersiz bir savunma olan, “hayat zaten acı bizde eğlenceli şeyler izlemek istiyoruz”.
- Tiyatro hayatı anlamaya çalışmanın özel bir yoludur; hayatı unutmanın ya da geri plana atmanın bir yolu değildir.

2. Diğer bir savunma da; “dram, trajedi tarz oyunlardan çok sıkılıyoruz”.
- Kim dedi ki hayat hep güzel, adil, eğlenceli diye. Demin de dediğim gibi tiyatroyu hayatı daha iyi anlayabilmek ve geliştirebilmek için izlemeli.

Tiyatro bir kültürdür; hatta üst kültürdür. Sanat insan içindir ama daha önemlisi sanat sanat içindir. Yapılan sanat eserleri insanlara sunulmadığı takdirde ne olduğu veya ne anlattığının ne önemi var. Ancak insanlara anlatırkende sadece onların beklentilerine hapsolmuş bir eser de olmamalıdır.
Sanatçı eserini özgür iradesiyle yaratmalı ve bunu insanlarla paylaşmalıdır. İster beğenirler ve alkışlarlar ister beğenmezler.

Son söz, sanat sözünü söyler; anlayan anlar, anlamayan kendi bilir.

Hiç yorum yok: