Ek: Benden başka birileri de farketmiş olacak ki, şimdi yürüyen merdiven koyacaklar. Normal merdiven istedik onlar yürüyen merdiven koyuyorlar, hem de açık havada. Bakalım nasıl olacak.
03 Temmuz 2012
Dün (29.05.2012) Şirinevler-Ataköy köprüsünün yetersizliğinden bahsetmiştim.
Daha yeni yapılan ve metrobüs hattı için konulan eski adıyla Tatilya yeni adıyla Real durağındaki üst geçitten bahsetmek istiyorum. Üst geçitin genişliği yeterli ölçüde, tabi seyyar satıcılar işgal etmezse.
Ama esas dikkat çekmek istediğim konu başka. Üstgeçidin Beylikdüzü tarafındaki ve Esenyurt tarafındaki merdivenler yeterli genişlikte ancak ortada metrobüs durağına bağlanan merdivenler diğer merdivenlerin yarısı kadar. Yani her iki taraftan gelen insanların ortada birleşip kullanacakları merdiven daha da dar. Dolayısıyla bırakın sabah akşam saatlerini, günün her saatinde o merdivenlerden inip çıkmak eziyet olacak.
Daha fazla söze gerek yok, resimler her şeyi anlatıyor.
30 Mayıs 2012 Çarşamba
29 Mayıs 2012 Salı
Artık PHP ile beraberim, senden ayrılıyorum ASP.
Bir çok kişi için anlamı olmayan bir başlık ama yazılımla özellikle de web tasarım ile ilgilenenler anlayacaklardır.
Bugüne kadar hazırladığım tüm web sayfalarını, internet - intranet uygulamalarımı hep Microfot'un ASP ya da ASP.NET platformu ile hazırladım.
İlişkimiz uzun zamandır iyi gitmiyordu. Karşılıklı olarak memnuniyetsizliklerimiz vardı. Çok şey veriyor ama karşılığını alamıyordum.
Derken beklediklerimi alabileceğim yeni bir platform ile tanıştım. PHP.
Bu yaştan sonra yeni bir platform ile tanışmak ve onunla yazılım hazırlamak zor olmayacak mıydı?
Hiç de zor olmadı. Bir kaçgünde ASP ile hazırladıklarımdan çok daha kapsamlı ve esnek ve kontrol edilebilir bir program yazmayı başardım.
Yeni aşkların ilk günleri çok heyecanlıdır. Ben de o heyecanı yaşıyorum.
Artık yeni bir ilişkim var ve adı da PHP.
Bugüne kadar hazırladığım tüm web sayfalarını, internet - intranet uygulamalarımı hep Microfot'un ASP ya da ASP.NET platformu ile hazırladım.
İlişkimiz uzun zamandır iyi gitmiyordu. Karşılıklı olarak memnuniyetsizliklerimiz vardı. Çok şey veriyor ama karşılığını alamıyordum.
Derken beklediklerimi alabileceğim yeni bir platform ile tanıştım. PHP.
Bu yaştan sonra yeni bir platform ile tanışmak ve onunla yazılım hazırlamak zor olmayacak mıydı?
Hiç de zor olmadı. Bir kaçgünde ASP ile hazırladıklarımdan çok daha kapsamlı ve esnek ve kontrol edilebilir bir program yazmayı başardım.
Yeni aşkların ilk günleri çok heyecanlıdır. Ben de o heyecanı yaşıyorum.
Artık yeni bir ilişkim var ve adı da PHP.
Not: PHP nin açılımı Personal Home Page (Kişisel Ana Sayfam)
Rasmus Lerdorf kişisel web sayfası için oluşturduğu basit dilin bu kadar yaygınlaşacağını o gün düşünmemişti her halde.
Şirinevler-Ataköy geçidi yıkılıp yeniden yapılacak
Birkaç ay önce paylaşmıştım, bu üst geçidi bazen bende kullanıyorum ve oradan geçmek gerçekten zor. Gündüzleri insan kalabalığı, geceleri ise seyyar satıcılardan yürümeye imkan yok. O kadar çok indan şikayetçi oldu ki, belediye yerine yenisini yapacak.
Bu arada Avcılar - Baylikdüzü metrobüs hattında da daha açılmadan benzer bir sıkıntı yaşanacak. Eski adıyla Tatilya yeni adıyla Real olan duraktaki metrobüs istasyonunun merdivenleride o kadar dar ki günün en rahat saatinde bile iniş çıkışlar zor olacak. Hele sabah ve akşam saatleri Şirinevlerdeki bu üst geçidi aratmayacak. Anlamaduğım insanlar biraz olsun hangi durakta ne kadar yolcu inip-biniyor bir araştırıp ona göre istasyonları ve merdivenlerini inşa etseler olmaz mı?
28 Mayıs 2012 Pazartesi
2011-2012 sezonunun en başarılı takımı Beşiktaş Basketbol Takımı...
Doğru adamları doğru görevlere getirdin mi, transferde akıllı adımlar attın mı, sporculara paralarını zamanında ödedin mi demek ki oluyormuş. Beşiktaş Milangaz basketbolda bunu kanıtladı.
Beşiktaş, tarihinde ilk kez Euro Challenge Kupası’nı, Türkiye Kupası’nı aldı, 37 yıl sonra lig şampiyonluğunun kapısına dayandı. (Belki şampiyon olamayabilir ama bugünün şartlarında bu başarı, tarifi kolay olmayan bir başarıdır ve ayakta alkışlanmayı kesinlikle hak ediyor) Bu takım bunların hepsini bir sezonda başardı. Ergin Ataman’ın çılgın takımı çılgın seyirci ile bütünleşti, basketbol salonlarında eşi benzeri görülmemiş bir atmosfer yaratıldı. Sezon başında Akatlar’da boş tribünlere oynanırken seyirci şimdi Sinan Erdem’e sığmıyor. Ataköy Beşiktaş’a yaradı. Üstelik bu takım uçuk rakamlara kurulmadı. Toplam maliyet 5 milyon Euro. Bunun yanında Efes Pilsen 25-30 milyon harcadı. Fenerbahçe 20-25 milyon, Galatasaray 12 milyon Euro.
Haberin devamı : HTSpor Meriç Müldür'ün yazısı
25 Mayıs 2012 Cuma
Beyoğlu masasına kavuşuyor
Radikal'de okuduğum haber dikkatimi çekti. Geçen sene Beyoğlu Belediyesinin bir günde sokaklara konulan tüm masaları toplayıp götürmesi ve bir daha konulmasına da yasak getirmesinin ardından işletmeciler bu hakkı geri kazanacaklar gibi görünüyorlar. Ayrıntısı haberde yazıyor ama belirtmek istediğim şu biz istedikmi yaparız zihniyetiyle başlayan bir hareketti bu. Amaç birilerini cezalandırmaktı. Ama yapılanın maksadı aştığını özellikle de ekonomik olarak bölgeyi etkilediği görülünce ufak tefek şartlar ileri sürülüp geri adım atıldı.
Hem mücadele eden işletme sahiplerinin, hem de açık hava da oturmak isteyen insanların hak ettiği bir özgürlük bu.
Yunan eski başbakanı Yorgo Papandreu, Cihangir'deki Susuam Cafe'ye gittiğinde dışarı oturmak istemiş ama yasak yüzünden oturamamıştı. Hürriyet Gazetesi
Hem mücadele eden işletme sahiplerinin, hem de açık hava da oturmak isteyen insanların hak ettiği bir özgürlük bu.
Yunan eski başbakanı Yorgo Papandreu, Cihangir'deki Susuam Cafe'ye gittiğinde dışarı oturmak istemiş ama yasak yüzünden oturamamıştı. Hürriyet Gazetesi
Kapalıçarşı restore edilecek!
550 yıllık tarihi yapı 25 bin insanın çalıştığı, günde 300 kişinin ziyaret ettiği ama turistlerin öncelikle ziyaret etmek istedikleri muhteşem bir atmosfer.
Bugüne kadar kimsenin aklına mı gelmedi; yoksa para yok diye yanaşmadılar veya en kötüsü cesaret mi edemediler, bilmiyorum.
Bugün buna kalkışanları tebrik etmek lazım ama geçmişte kalkıştıkları işlere bakınca da acaba demekten de kendimi alamıyorum.
İnşallah özünü kaybetmeden ve günümüze yaraşır bir restorasyon olur. Başka şeyler karıştırılmadan...
Video: NTV'nin haberi
Bugüne kadar kimsenin aklına mı gelmedi; yoksa para yok diye yanaşmadılar veya en kötüsü cesaret mi edemediler, bilmiyorum.
Bugün buna kalkışanları tebrik etmek lazım ama geçmişte kalkıştıkları işlere bakınca da acaba demekten de kendimi alamıyorum.
İnşallah özünü kaybetmeden ve günümüze yaraşır bir restorasyon olur. Başka şeyler karıştırılmadan...
Video: NTV'nin haberi
21 Mayıs 2012 Pazartesi
Devlet Deli Dumrul gibi...
Askerden döndüğümde yanında çalıştığım işverenimin bir kaç tane kiracısı vardı. O zamanlar enflasyon biraz daha yüksek olduğu için her sene kiralara belli oranda ki genelde enflasyona göre fiyat ayarlaması yapılırdı. Ancak dikkatimi çeken bir kiracı olmuştu. Diğerlerine göre dükkanı daha küçük olan bir kiracıya enflasyon artışının çok üzerinde bir zam yapmıştı, işverenim. Nedenini sorduğumda aldığım cevap hayli şaşırtıcıydı. Çünkü o çok para kazanıyor! Yani dükkanın özelliğine göre değil kiracının gelirine göre zam. Sonuç kiracı kabul etmedi ve taşındı, o dükkan çok uzun süre boş kaldı. Hatta daha sonra yandaki dükkan ile birleştirildi.
Neyse lafı uzattım. Devlette nerde bir hareket var hemen onların tepesine biniyor. Hafif ticari araçların ÖTV sinin düşük olması normal ama sırf vatandaş özel araç olarak kullanıyor diye vergiyi arttırmak anlamsız. Hyundainin "ki bugün için Türkiye'de en çok satılan binek araçları üretiyor" itirazını anlıyorum. Ama binek araçta ÖTV yüksek Hafif Ticarileride yükseltelim mantığına karşı çıkıyorum. Yapılması gereken binek araçlardaki "özellikle yerli üretimi desteklemek amacıyla" ÖTV oranını düşürmek; daha doğrusu makul bir hale getirmek. Satılan aracın bedelinin yarısı vergi ise burada adaletten söz edilemez.
Kör tuttuğunu öpermiş; devlette öyle. Asıl vergi alması gereken kişilerden vergi alamayınca (dolaysız vergiler Kurumlar ve Gelir vergisi) yükleniyor dolaylı vergilere özellikle ÖTV. Açılımı Özel Tüketim Vergisi. Anlamı madem harcayacak paran var o zaman harcadığının yarısını da bana ver....
Haberin tamamını okumak için buraya tıklayabilirsiniz
Neyse lafı uzattım. Devlette nerde bir hareket var hemen onların tepesine biniyor. Hafif ticari araçların ÖTV sinin düşük olması normal ama sırf vatandaş özel araç olarak kullanıyor diye vergiyi arttırmak anlamsız. Hyundainin "ki bugün için Türkiye'de en çok satılan binek araçları üretiyor" itirazını anlıyorum. Ama binek araçta ÖTV yüksek Hafif Ticarileride yükseltelim mantığına karşı çıkıyorum. Yapılması gereken binek araçlardaki "özellikle yerli üretimi desteklemek amacıyla" ÖTV oranını düşürmek; daha doğrusu makul bir hale getirmek. Satılan aracın bedelinin yarısı vergi ise burada adaletten söz edilemez.
Kör tuttuğunu öpermiş; devlette öyle. Asıl vergi alması gereken kişilerden vergi alamayınca (dolaysız vergiler Kurumlar ve Gelir vergisi) yükleniyor dolaylı vergilere özellikle ÖTV. Açılımı Özel Tüketim Vergisi. Anlamı madem harcayacak paran var o zaman harcadığının yarısını da bana ver....
Haberin tamamını okumak için buraya tıklayabilirsiniz
19 Mayıs 2012 Cumartesi
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi
| Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! | |
|
Mustafa Kemal Atatürk 20 Ekim 1927 | |
19 Mayıs Atatürk'ü anma Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun.
Bugün 19 Mayıs 2012. İlk defa bugün 19 Mayıs törenlerle kutlanmayacak; gereksiz görüldüğü için. (Sahte duygularla hazırlanmış törenleri saymıyorum) Aslında neden başka. Bugün aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk'ün doğum günü olarak kabul ediliyor.
Doğum günü bilinmeyen Mustafa Kemal'e annesi seni baharda doğurdum demiş. Kndisi de soranlar doğum günü için 19 Mayıs derdi.
İyi ki doğdun Mustafa Kemal, sen doğmasaydın halimiz nice olurdu kim bilir.
Not: Ben devrimci kişiliğinden dolayı Mustafa Kemal ismini kullanmayı tercih ediyorum.
Doğum günü bilinmeyen Mustafa Kemal'e annesi seni baharda doğurdum demiş. Kndisi de soranlar doğum günü için 19 Mayıs derdi.
İyi ki doğdun Mustafa Kemal, sen doğmasaydın halimiz nice olurdu kim bilir.
Not: Ben devrimci kişiliğinden dolayı Mustafa Kemal ismini kullanmayı tercih ediyorum.
Kurumlar vergisi rekortmenler sıralamasında ilk onda yedi banka var!
Bankalar bu kadar çok vergi ödediklerine göre bir o kadar da kazanıyorlar. Ancak bu onların daha çok kazanma iştahlarını azaltmıyor. Nasıl olsa hükümetten de bir ses çıkmayınca, her türlü işlemden para almaya çalışıyorlar. Hani gerçekten paramı yastık altında saklayasım geliyor!
Ntvnin haberi için buraya tıklayabilirsiniz
Kaydol:
Yorumlar (Atom)