Geçenlerde (20 gün olmuştur) sokakta korsan kitap satıcısının önünde durdum; bana hitap eden bir şey var mı diye.
Gözüme hemen Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi adlı yeni kitabı ilişti. Baktım oldukça kalındı(586 sayfa). Fiyatı 5 TL olunca alayım dedim, hatta iki tane alabilirim diye düşündüm. Diğer kitaplara bakarken satıcı genç İhsan Oktay Anar'ın Puslu Kıtalar Atlası'nı önerdi. "Başladın mı bitirene kadar bırakamıyacaksınız" dedi. Bu kitap 238 sayfaydı. Sayfalarına göre fiyatları eşit değil diye takıldım ama 10 TL'yi verip iki kitabı da aldım.

Ertesi gün Puslu Kıtalar Atlası'nı başladığım gibi 3 saatte bitirdim. Evet oldukça değişik gelmişti ve çok uzun olmadığı için bir solukta okumuştum. Hoşuma gitti; özellikle Osmanlı Döneminde geçmesi ve fantastik olması da farklı bir heyecan katıyordu.
Ama Masumiyet Müzesi kalın bir kitap olduğu için bir türlü başlayamadım. Burada şunu belirtmek isteri; ben bir kitaba başladım mı hemen bitirmek isterim. Öyle haftalarca okuyamam, bir kitabı.
Sonuçta bu salı günü başladım ve perşembe akşamı bitirdim. Evet tavsiye edebileceğim bir kitap. Daha önce Orhan Pamuk'un İstanbul adlı romanını okumuştum. Biraz ayrıntıların üzerinde çok durmuş olması dışında anlatımı, konusu, geçtiği dönem itibariyle beğendim.

Ve bu arada uzun zamandır ilk defa iki kitabı bu kadar kısa bir ara ile okumuş olmanın keyfi de cabası...
Herkese bol kitaplı günler dilerim.